Forum

TurkishPAC Forum

You are not logged in.

#1 2017-03-08 17:12:47

admin
Administrator

'Soykırım' Hassasiyeti

Cumhuriyet 27.04.2010 SAĞNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
‘Soykırım’ Hassasiyeti!


Erdoğan, “Obama hassasiyetlerimizi anladı” diyor…
Dışişleri “tepkili”…
Garip değil mi?
“Washington’ın hassasiyet algısı” konusunda, Ankara’da demek “farklı hassasiyetler” var…
RTE, “Obama hassasiyetlerimizi anladı!” derken, AKP hükümetini kontrpiyede bırakacak “soykırım” sözcüğünün devreye sokulmamış olmasına atıf yapıyor…
Başbakan’ın öncelikli kaygısının, -AKP iktidarını birinci dereceden ilgilendiren- kısa dönemli ve “siyasi” nitelikli bir kaygı olduğunu anlıyoruz...
Dışişleri Bakanlığı’nın “tepkili beyanında” ise Başbakan’ın “siyasi iktidar hesapları” ötesinde, “insanlık suçu” damgası yemek tehdidiyle karşı karşıya bulunan bir ülkenin, uzun dönemli geleceği ve kaderini ilgilendiren bir “endişe” görüyoruz…
Başbakan’ın “hassasiyet kriteri”, “kısa”…
Dışişleri Bakanlığı’nın “kriterleri”, “uzun dönemli” başka deyişle.
Dışişleri, “orta/uzun vadeli” bakış açısıyla; ABD Başkanı’nın “tersine hassasiyetlerimizi hiç kale almadığı” kanısında.
Aksi halde, “Obama’nın açıklamasını esefle karşılıyoruz!” der mi?
Büyükelçi Namık Tan, üstüne basa basa, “Obama’nın kelime seçimine kimileri sevinmektedir. Bizim böyle bir duygumuz yoktur” demek gereğini hisseder mi?
‘Temmeniler’ ‘çağrıya’ dönüşürken
Dışişleri Bakanlığı eminim, Obama’nın geçen yıl aynı vesileyle yaptığı deklarasyonla bu yılki deklarasyonu yan yana koyup incelemiştir.
Bu yılki metne sinen havanın, geçen yılki metne nazaran -göreceli bağlamda- daha “buyurgan” olduğunu sezmiş ve Ankara’ya konan “beklenti çıtasının” milim milim yükseltildiğini fark etmiştir…
Mesele yalnız “soykırım” sözcüğü yerine, aynı kavramın Ermenice referansı olan “meds yeghern” tanımının kullanılıp kullanılmamasıyla sınırlı değil…
Obama’nın geçen yılki açıklamasında bir “saygı duruşu” günü olarak zikredilen “24 Nisan” için bu yıl, “Gün bu korkunç olayları düşünme ve bunlardan ders çıkarma günüdür” deniyor.
Nasıl bir “ders çıkarma”?
Hürriyet’in tercümesiyle Türkçede “gerçeklerin anlaşıldığını(!) görmek” ifadesiyle karşılığını bulan bu ders, Beyaz Saray metninde -“kabul etmek/tanımak/ yüzleşmek” anlamına gelen- “acknowledgment of the facts” şeklinde geçiyor.
“It is in all of our interest to see the achievement a full, frank and just acknowledgement of the facts/ Gerçeklerle tam, açık ve adil bir şekilde yüzleşildiğini görmek hepimizin çıkarınadır…” diyor yani Obama.
Demeye getirmiyor… açıkça bunu söylüyor.
Geçen yıl da gerçi ABD Başkanı sözcüklerin yerini değiştirerek aynı ifadeye -“acknowledgment”- başvurmuştu… (“Gerçeklerin, adil şekilde, tamamen ve dürüstçe ‘acknowledgement/kabul edilmesine’ ilişkin gösterdiğim ilgi değişmemiştir!”) Ama diplomatlar, “kullanılan bir virgülün” dahi yer değiştirmesinin ne anlam ifade ettiğini çok iyi bilirler…
Görebildiğim kadar... geçen sene “temenniler” ve “tespitler” makamından, “Türk-Ermeni halklarının yapıcı tavrı” ve “normalleşme çabalarına” yapılan atıfların yerini, bu yıl daha yalın şekle dönüşen “gerçekler=meds yeghern=.. yani o malum ‘s’ sözcüğü ile yüzleşin/acknowledgement” çağrısı almış…
Geçen yıla dek, Başkan’ın “ilgi alanı içinde” olduğu söylenen “yüzleşme/acknowledgement” meselesi, bu yılki metinde “anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az!” makamından bir “çağrıya” dönmüş.
Bir yıldan diğerine, iki metin arasındaki “sözcükler dansını” ben böyle okuyor ve Dışişleri’nin “esef duyan” açıklamalarını da buna yoruyorum.
II. aşama: ‘Tazminatlarla yüzleşmek... hepimizin çıkarına!’
Ankara üzerinde baskının her geçen gün, “kaygı verici boyutlarda arttığına” ilişkin izlenimim yanlız Obama’nın metninin “alt/üst yazılarına” dayanmıyor...
Papa’dan… Putin’e, Ermenistan’a resmi ziyarette bulunan tüm resmi delegasyonların şaşmaz durağı olan Erivan’daki “Soykırım Müzesi” yöneticilerinden Süren Manukyan, son “24 Nisan” açıklamasında örneğin, “Ermeni soykırımının tanınması sürecinde ‘ikinci aşamaya’ varıldığını!” beyan ediyor:
“Şimdiye dek geçirdiğimiz aşama” diyor Manukyan, “Ermeni soykırımını dünyaya duyurmak, dünya kamuoyunda bunun ‘tartışma götürmez bir gerçek olarak’ tescil edilmesini sağlamaktı. Dünya 1915 soykırımını artık (‘tartışılmaz gerçek’ kontenjanından) tanıyor. Şimdi ‘ikinci aşamaya’… yani ‘soykırımın tanınmasının beraberinde getirdiği sonuçlar’ ve işin ‘tazminat’ faslına geldik…”
Ermeniler, daha biz ilk fasla gelemeden… o faslı kapatmışlar.
O fasıl neymiş?
Obama metninde açıkça yerini bulan “Ermeni soykırımı=gerçeği tanıyın/acknowledgement” faslıymış…
Şimdi sıra nereye gelmiş?
Tazminata…
Onu da artık “Tazminatlarla tam, açık ve adil bir şekilde yüzleşildiğini görmek hepimizin çıkarınadır…” ifadesiyle… “1915’in 100. yılı vesilesiyle” yazılan bir ABD Başkanı metninde görürüz.
Beş yıl kaldı.

Offline

Board footer

Powered by FluxBB